• Aucun résultat trouvé

Recueil de médecine vétérinaire 15 septembre 1895: 582

Dans le document Un métier qui ne fait pas rêver? (Page 30-33)

NOTES

9. Recueil de médecine vétérinaire 15 septembre 1895: 582

10. « Bulġâristân emâreti yüz elli ve Frânsa ḥükûmeti dört biñi müṭecâviz eṭıbbâ-yı bayṭariye istiḫdâm eylemekde oldıġına nażaran elde bulunan mütebâḳî yüz sekiz nefer eṭıbbâ-yı bayṭariye ile vilâyât-ı ʿOsmâniyeniñ idâre-i bayṭariyesini tanżîm ve ẓâbıṭa-i ṣıḥḥiyesiniñ taṭbîḳini te’mîn

müşkil olub […]. » (Mecmûʿa-i fünûn-ı bayṭariye 15 Teşrîn-i evvel 1324 [28 octobre 1908] : 98).

11. « […] bizde elyevm yüz seksen bayṭar olub bunlar vâsıṭasıyla vilâyât-ı ʿOsmâniyeniñ idâre-i bayṭariyesini tanżîm ve ẓâbıṭa-ı ṣıḥḥiyeniñ tamâmen her vilâyetde taṭbîḳini te’mîn mümkün olamayacaġı bedâheten maʿlûmdur. » (Mecmûʿa-i fünûn-ı bayṭariye 15 Teşrîn-i sânî 1324 [28 novembre 1908] : 164).

12. Le vilayet est une unité administrative ottomane qui désigne des régions vastes gouvernées par des vali. Ce mot n’apparaîtra pas en italiques puisqu’il figure dans des dictionnaires français tel que Le Larousse.

13. « İşbu yüz seksen bayṭar ile beş altı vilâyetiñ teşkîlât-ı bayṭariyesi tertîb-i maʿrûẓ vechle icrâ édilmiş olsa mütebâḳî yigirmi üç yigirmi dört vilâyetiñ teşkîlât-ı bayṭariyesi şimdiki mekteb-i bayṭarî ile ve fiyât ḳâle alınmamaḳ üzere ancaḳ seksen sene ṣoñra itmâm eylemek müyesser olabilecekdir. » (Mecmûʿa-i fünûn-ı bayṭariye 15 Teşrîn-i sânî 1324 [28 novembre 1908] : 164).

14. « Rıza Paşa (Karahisarısahip) - Bir şey sual edebilir miyim ? Memaliki Osmaniyyede ne kadar baytar var ? Nazaret Dagavaryan Efendi (Devamla) - 180. Rıza Paşa (Devamla) - Bir vilayetimiz kadar olan Bulgaristan’da 120 baytar mevcut. Şimdi, orasını nispet edip de burada 180 olursa bu baytarların da defaten yerden mantar gibi çıkmasını temin için bir çare-i tesviye düşünüp bize gösterebilir misiniz ? Millet bugün seram için fedailik etmeye hazırdır. », Türkiye Büyük Millet Meclisi Kütüphane ve Arşiv Hizmetleri Başkanlığı, Osmanlı Dönemi Meclis Tutanakları, Meclis-i Mebusan, 1. Dönem, 4. Cilt, 71. Birleşim, 30 Mart 1326 [12 avril 1910], p. 57.

15. « O zamanlar ziraatçı ve veterinerler çok mahduttu. Mesela ben, mektebi bitirdiğim zaman, koca Osmanlı imparatorluğunun 170ınci Veterineri idim. » (Tunçer 1958: 47).

16. « Ziraat Vekâleti celilesinin baytar müdüriyeti umumiyesi tarafından neşr edilen beş senelik programda dahi itiraf edildiği vechile baytar mektebinin ihdasından şimdiye kadar yetişmiş etibbanın adedi “426” olup bunlardan elyevm ancak “218”i müstahdemdir. » (Türk Baytarlar Cemiyeti Mecmuası 30 Birinci Kânun 1930 [30 décembre 1930] : 26).

17. « Halihazırda faaliyetde bulunan “218” baytardan haralar, bakteriyolojihane ve serom darülistihzarları, depolar, mektep ve muayene baytarlıklarında müstahdem yetmiş seksen baytarda tenzil edilecek olursa koca bir memleketde muhtelif emrazı sariyei hayvaniyenin takibi ile sair vezaifin ifası yüz yirmi, yüz otuz memurun duş hamiyetine mevdu kalır ki bu miktar ihtiyacatı hakikiyemizin beşte birine bile tekabül edemez. » (Ibid.: 26-27).

18. « Türkiye’de her [4000] kilometre murabbaına ancak bir baytar isabet etmektedir. » (Türk Baytarlar Cemiyeti Mecmuası 1 Temmuz 1932 [1er juillet 1932] : 110).

19. « Buralarda bayṭar nerede… Ḳarşı yaḳada beyânnâme yazacaḳ kim? […] Bizim daġlardan inen on ṭavuḳ ve iki hindîye bayṭardan şehâdetnâme almaḳ içün iki sâʿat uzaḳda İzmite gitmeli, yâḫûd alış vérişden vâz geçmeli! » (Servet-i fünûn 7 Teşrîn-i evvel 1926 [7 octobre 1926] : 336).

20. « Fakat memlekete azçok para getiren, köylüyü sıkıntıdan kurtaran bu ihracat ta Köyceğizde bir baytarın bulunmamasından sekteye uğramıştır. Çünkü esasen büyük ihracat tacirlerinin olmadığı bu memlekette sığır ihraç edenler ancak beş on sığır gönderebilmektedirler. Bunların muayenesi ve ihraç vesikasının alınması için baytara ihtiyaç vardır. Baytarlar Muğladan gelmektedir. Her gelişte harcırahı asgarî 40 lira tutmakta, bu para on sığır ihraç eden tüccar tarafından verilmektedir. Beher sığırın fiati bu zamanda 6-7 lira olduğuna göre 60-70 liralık bir mal ihraç eden adam yalnız hayvanların muayenesi için 40 lira vermektedir. En basit hesap, bu alışverişte mal ihraç eden tüccarın acıklı vaziyetini meydana koymakta, binnetice hayvan ihraç

etmekten sarfınazar etmektedir. Bu yüzden memleket, hariçten gelecek beş on paradan mahrum kalmaktadır. » (Cumhuriyet 24 Eylül 1933 [24 septembre 1933] : 5).

21. « Dört ṣınıf üzerine bulunan eṭıbbâ-yı bayṭariyeniñ maʿâşât-ı niżâmîleri baʿdette’cîl altı yüz yetmiş beş ve ṭoḳuz yüz ve biñ üç yüz elli ve biñ sekiz yüz ġuruşdan ʿibâretdir. Bir bayṭar üç senede bir terfîʿ éderek on sene ṣoñra müfettişlik ṣınıfında biñ sekiz yüz ġuruş maʿâşa nâ’il olabilecegi ḳânûnen mevʿûd iken 309 ve 310 ve 311 senelerinde neş’et éden eṭıbbâ-yı bayṭariyeden müfettişlik ṣınıfına terfîʿ éden henüz bulunmadıġı gibi bunlardan elyevm 675 ġuruş maʿâş alanlarda pek çoḳdur dîger ṣınıflardanda 300 ve 400 ġuruş maʿâşlı bayṭarlar bulunuyorki bu ḥâl eṭıbbâ-yı bayṭariye-i mevcûdeyi duçâr-ı ye’s ve fütûr édüb terk-i müṭâlaʿa eyler vażîfede daḥi emhâl ve reḫâvetlerini mûcib olmaḳdadır. Mûmàileyhimiñ sefâlet ḥâllerini uzaḳdan ve yaḳından gören evlâd-ı vaṭanda mekteb-i bayṭarîye ʿadem-i raġbet

göstermekdedirki bu ḥâliñ devâmı ḫâdim-i servet-i zirâʿat ü mülkiye olan ṣınıf-ı bayṭarîniñ memâlik-i ʿOsmâniyede bütün bütün inḳirâẓını mûcib olabilir. » (Mecmûʿa-i fünûn-ı bayṭariye 15 Teşrîn-i evvel 1324 [28 octobre 1908] : 99).

22. « Mektebden dîplômâ alan ilk bayṭarlar (750) ġuruş maʿâşla ve rütbe tevcîhiyle me’mûriyete taʿyin olunduḳları ḥâlde bilâḫare ihmâl édilerek maʿâşları (350) ġuruşa ḳadar tenzîl édilmiş ve ẓabıṭa-i ṣıḥḥıye ve ıṣlâḥ ve teksîr-i ḥayvânâtla meşġûl édilecekleri yerde muʿâyene-i ḥayvânât rüsûmunuñ cibâyetiyle mükellef ṭutulmuşlardır. […] Bu ḥâl Türkiye umûr-ı bayṭariyesinde bir devre-i fetret ve inhiṭâṭ diye yâd édilmekdedir. » (Bayṭarî Mecmûʿa Ḥazîrân 1341 [Juin 1925] : 348).

23. « Evet itiraf etmek lâzımdır ki bir kaç senedir mektebe talebe bulunamamakta ve mektebden diploma alanlarda tıbbiye, eczacı, dişci mekteplerine girerek vatani vazifelerini o suretle ifayı tercih eylemektedirler. Çünkü, meselâ: bü sene mektebden Paloye gönderilen bir baytar vilâyatı baide zammı olarak verilen yirmi lira ile beraber yetmiş lira alırken ayni yol, ayni tiren ile ayni mahale giden bir doktor yüz elli lirayı mütecaviz maaş almakta ve memleketin bu iki öz evlâdı arasındaki büyük fark şerait hayatiyesi beynindeki çıplak ve maddi boşluk müdüriyetin nazarı dikkatini bile celb etmektedir. » (Türk Baytarlar Cemiyeti Mecmuası 30 Birinci Kânun 1930 [30 décembre 1930] : 28).

24. « İptidai mezunu köy muallimleri 70 lira alırlarken 66 lira alan 15 senelik baytarlar var.

Baytar müdürleri bir kâtip maaşına lâyık görüldü. » (Türk Baytarlar Cemiyeti Mecmuası 15 Nisan 1930 [15 avril 1930] : 90).

25. « Hayatının dörtde birini mektebin tahta sıraları üzerinde güzel ve temiz bir istikbal tahayyül ve yoksullukla, yoklukla mücadele ederek… Dörtde üçünü… Fen, ilim yuvalarından uzak fırtınalı dağ başlarında delik bir çadır altında, tahta bir karyola veya toprak üzerinde…

Balçık köylerde bir çıra ışığında veya is püsküren bir idare lambasının sönük ve titrek ziyası altında perişan köylülerin dertlerini dinlemekle… Sim siyah bitli misâfir yorganlarının altında yatmakla geçirecek… Kar fırtınalarını, gök gürültülerini ninni… Hayvanın göysüne kadar çıkan çamurları yaldız gibi görecek… Yakıcı suuklar, yağmurlar ve kar altında çalışmağa alışacak…

Vücudundan dimağından, hislerinden, cebinden velhasıl bütün benliğinden fedakârlık yaparak, alın terile kazandığı bir kaç kuruşu ya defterdar beyin kapusu önünde günlerce ve yahut kâatlarını senelerce cebinde saklayarak münasip bir zaman bulursa almağa razı olacak. » (Türk Baytarlar Cemiyeti Mecmuası 30 Birinci Kânun 1930 [30 décembre 1930] : 19).

26. « Diger milleilerin Fen adamlarının çalışma tarzlarını yasayışlarını görenlerden, tetkik edenlerden dinledim. Onların tavsiye ettikleri kitapları karıştırdım. Bizimkilerle mukayese ettim.

Arada bir benzeyiş bir rabıya bulamadım… Onlar; mükemmel bir disiplin altında maddi hiç bir şey düşünmeden mesleklerini - rüyada bile görmesini arzu ettiğimiz - bir fen adamı gibi takip ediyor ve ilerliyorlar. Fakat bizler… » (Ibid.).

27. « Mes’eleniñ eñ şâyân-ı esef ciheti memleketiñ münevver zümresinden büyük bir ekseriyetiñ daḫi henüz bu meslekden tamâmen bîḫaber olışıdır. » (Aḥmed Nevzâd Teşrîn-i evvel 1927 [Octobre 1927] : 102).

28. « Geçmiş senelerden bir gün meclis-i ʿâlî-i ʿilmîde memleketiñ ṭanınmış bir edîbi: benim bildigim bayṭarlıḳ biraz müteraḳḳî naʿlbandlıḳdır… Diyor… Ben bu cümleyi şuraya büyük bir cebr-i nefsle naḳl édiyorum. Zîrâ bu söz bütün memleketiñ sîmâ-yı ʿilmîsini ḳızartacaḳ ve ḳarartacaḳ derecede hicâb âvardır. » (Ibid.).

29. « Memleketiñ iḥtiyâcât-ı iḳtiṣâdiyesini tehvîne ḫâdim mü’esseseleriñ mühimlerinlerinden birini ʿaskerî ve mülkî bayṭar mektebleri teşkîl étdigi ḥâlde, maʿatte’essüf, bu güne ḳadar bu ḫuṣûṣda esâslı iḫbârât-ı târîḫiyeyi câmiʿ bir eser vücûda geritilmemişdir. » (Subḥî Edhem 1334 [1918] : 7).

30. « […] bayṭarlıḳ ḳadar gec başlamış ve lâyıḳ oldıġı iʿtibârı görememiş hemân hîç bir meslek yoḳdur. Te’essüf ile söylenebilirki gerek ḫavâṣṣ ve gerek ʿavâm arasında mütefennin bir bayṭara bir naʿlband derecesinde ehemmiyet vérilmemişdir. » (Ibid.: 8).

31. « Binâ’enʿaleyh, ḳıymet vérilmez, alınır. Bu ḳabâḥat muḥîṭiñ, ḫalḳıñ degil, doġrıdan doġrıya, meslek erbâbınıñdır. Her nedense, bilcümle ṣunûf-ı ʿilmiye miyânında eñ az cesûr olan, kendi şeref-i meslekiyelerini te’mîn maḳṣadı ile pek az söz söyleyen, bir ḥayât-ı sâkiti velvele ve sârlâtânlıġa merciʿ gören bayṭarlardır. » (Ibid.: 9).

32. « Her yerde bayṭar ṭaṣlaḳlarınıñ âhâlîyi aldataraḳ ḥayvânları tedâvîye ḳalḳışdıḳları görilür.

[…] biz burada yalñız ḥayvân sâḥiblerini ṣanʿat-ı nâşinâslarıñ eline düşmekden menʿ içün baʿẓı veṣâyâ icrâsıyla iktifâ édecegiz. » (Servet-i fünûn 14 Teşrîn-i sânî 1312 [26 novembre 1896] : 188).

33. « Bu şârlâtânlardan niceleri görülüyorki râst geldikleri her dürlü ḥayvân ḫastalıġını tedâvîye ḳalḳışdıḳları ḥâlde bir bayṭarıñ yanında üç dört gün ḫidmet étmiş bir naʿlband çıraġınıñ bile tedâvî édecilecegi eñ ʿâdî bir ḫastalıġa tutulmuş olan kendi ḥayvânlarını göstermek içün bayṭar arayub bulmakda daḳîḳa fevt étmezler. Faḳaṭ maʿzûr görülmeli zîrâ birinci cihetde üç beş ġuruş fâ’ide var, ikinci cihetde ise tekmîl-i ẓarar kendilerine ʿâ’id! » (Ibid.:

189).

34. « Ḥattà ẓâbıṭa-i ṣıḥḥiye-i ḥayvâniyeye dâ’ir 1881 senesi Frânsada neşr olunan ḳânûn mütebayṭarîniñ, yaʿnî bayṭar ṭaslaḳlarınıñ emrâẓ-ı sâriyeyi tedâvî eylemlerini ḳaṭʿiyen menʿ eylemişdirki bu, bayṭarlarıñ bayṭar ṭaslaḳlarına ḳarşı birinci ḫaṭṭ-ı müdâfaʿası ve ilk eser-i muvaffaḳiyetidir. » (Ibid.).

35. « ART. 12. - L’exercice de la médecine vétérinaire dans les maladies contagieuses des animaux est interdit à quiconque n’est pas pourvu du diplôme de vétérinaire. » (Recueil de médecine vétérinaire 15 août 1881: 743).

36.Gazette médicale d’Orient, février 1863: 174.

Dans le document Un métier qui ne fait pas rêver? (Page 30-33)

Documents relatifs